Kayıtlar

Ekim, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Ahmet Özol, "RENK"

Renk somut bir etken gibi gücünü ve karakterini belirler.18.yy.dan itibaren renk ile ilgili bilgiler günümüze kadar gelmiştir. Renklerin karakterleri, gruplanmalarını ve daha birçok özelliği vardır. 1731'de Jacob Crhristopher Le Blon boya maddesi kırmızı, sarı ve mavinin temel renkler olduğunu bulmuştur. Nesleri tanımlarken, ilk sıralanan değerlerinin başında biçimsel yapı ve renk özelliği gelmektedir. Bir neşenesin rengi, ışık ışınlarıı ayıklayıp emerken ışın içindeki renklerden kendi özelliğine göre olanı emmeden yansıtmasıyla ortaya çıkan etkidir. Işınlarla nesne arasındaki bu bağlantı nedeniyle, nesnelerin renk özellikleri anlaşılabilmektedir. Bir nesne görülebilen tüm ışınları emerse siyah, hiçbirini emmezse beyaz olduğunu görürüz. Renk Çemberi ve Temel Kavramlar Renk çemberi sanat basamaklarının başlangıç noktasıdır. Sanat eğitimindeki sıralamada ; üç renk ilkesine göre genellikle ara renklerle birlikte 12 renk değeri gösterilmektedir. Renk ışıktan çıksa da, renk kar

MİMARİDE GÜNIŞIĞI

Gün ışığı gün içinde sürekli olarak değişir. Fakat mimarın kullandığı diğer öğeler sabit kalır. Mimarın görevi yapının tek parçasını bile oluşturmadan malzemesini olan ışığında yerini belirlemeli ve sağlıklı kullanım sağlamalıdır. Işık mimarın ücret ödemediği malzemesidir. Tek kontrol edemediği malzemesi gün ışığıdır. Mimarı yaşantıda ışık önemlidir. Aynı oda ve aynı duvardaki farklı durumlar farklı izlenimler verir. Bu farklı durumları mekana göre iyi kontrol etmek gerekmektedir. Işığın niceliğinden çok niteliği önemlidir. Üstü kapalı mekan değişik yerlerinde farklı ışık etkileri sunar Ama üstü açık mekan, ışık her yerde aynı derecede iyi olacak şekilde planlanabilir. Işığın kontrolü ve düzeni yapıda kullanılan kaliteli malzemeleri ortaya çıkaran bir aydınlatma sağlar. Derin iç mekanları aydınlatabilmek için olabildiğince büyük pencerelere duyulan gereksinim günışığının önemini belirtmiştir. Yapılan deneyimler sonucu olarak sahnelerde kullanılan ışıklardan yola çıkılacak modern sahne

ROTH, L.M "ORANTI" "ÖLÇEK"

ORANTI Zihin örüntülerde matematiksel ve geometrik ilişkiler orantılar bulmaya çalışır. Eskiler tüm doğanın soyut evrensel yasalar tarafından yönetildiğine inanıyorlardı. Vitruvius, irrasyonel sayılı geometrik figürlerin nasıl oluştuğunu da betimlemiştir. Tasarımların hepsi kareyle başlar. Yunan mimarlığı tasarımıyla en çok ilişkilendiren orantı sistemi Altın Oran denilen sistemdir. Orantının kusursuz olması gerektiğine inanıyorlardı. Küçük parçanın büyük parçaya oranı eşir olmasıdır. Mimar Le Carlousier Fibonacci dizisine dayanarak Modular diye adlandırdığı bir orantı sistemi geliştirmiştir. Yirminci yüzyıl mimarları arasında hem duvarların strüktürel taşıyıcıların  yerleştirme düzeninde hem de dış duvarlardaki kapıların ve pencerelerin boyutlarının belirlenmesinde ve yerleştirilmesinde kullanılmıştır. Le Carbusier bunu mimari eserlerinde çok sık kullandı. ÖLÇEK Kullanıcı tarafından karşılaşılan sorunlardan biri yapıtın boyutunu belirlemektir. Bir yapıtın boyutunu belirle

ENDÜSTRİ ÜRÜNLERİ TASARIMINDA GESTALT TEORİSİ UYGULAMASI

Yaşamımız boyunca binlerce ürün kullanmak zorunda kalıyoruz. Her ürünün farklı tasarımı vardır . Bu ürünü tasarlayan tasarımcı ürünü tasarlarken en çok dikkat ettiği şey kullanıcıların en doğru bu tasarımı nasıl algılayabileceği üzerinde çalışmalarını yapar. Ürünün doğru algılanabilmesini sağlamak tasarımcı için tasarlama sürecinin en önemli aşamasıdır. Algı, bir şeye dikkat vererek o şeyin bilincine varmak olarak tanımlanabilir. Dünyadaki bütün bilgileri duyum ve algı yolu ile elde ederiz. Duyum  insanın duyu organları üzerindeki etkisidir. Görsel algının nasıl gerçekleştiğini ile ortaya çıkan Gestalt algı teorisi insanların, nesneleri bütün olarak nasıl algılar üzerinde durulmuştur. Destlt teorisine göre bütün parçalardan oluşur, fakat parçalar tek tek bütünü yansıtmaz. Gestalt teorisinde gördüğümüz nesnelerin gruplaşmalarını, bütünleşmelerini ve bunların algılamada daha belirgin hale gelmelerini araştırarak dört önemli gereklilik saptamışlardır. Bunlar yakınlık, benzerlik, süreklili

BİR TASARIM MODELİ OLARAK MİMARLIK

Avusturyalı Mimar Karl Scwenzer mimarı yapıyı şöyle tanımlanmıştır, "dört duvar ve bir damdan daha fazlası" O zaman mimari yapı, belli bir biçim verilmiş mekandır. Mimarlığın yüzyıllardır günümüze kadar uzanan geçerliliğini koruyan bir takım kategorileri vardır. Bir mimari yapıyı belirleyen temel kategoriler şunlardır; firmanist(kalıcılık, sağlamlık)  utilitas(kullanışlık, rahatlık)  venustas(güzellik) Mimari yapı, sağlam doğal  etkenlere karşı dirençli olmalı ve yere sağlam oturacak şekilde tasarlanmalıdır ve işlevsel amacına uygun olmalıdır. Mimari yapılar  sürekli değişirler, varolurlar ve yokolurlar. Yapıların doğal etkenlerden yıpranması restarasyonu doğurur ve belli başlı ilkelere göre yapı yapılır. Mimari yapı kategorisinde güzellik kavramını da kapsar. Bir yapının sağlam ve işlevsel olduğu kadar güzelliği de önem taşır. Bunun sonucunda Vitruvius'a göre bir yapının güzelliğini sağlayan bir diğer etken ahenktir. Ahenk öğelerin ayarlamalarındaki güzellik ve uygunlukt

İSMAİL TUNALI TASARIM FELSEFESİ

Tasarım Felsefesi, geleceğin insan merkezli, ve tasarım odaklı dünyasının temelini oluşturan bir estetik bilimin yapıtaşlarını belirlemeyi hedefler. Tasarım biçim vermek, temsil etmek anlamına gelir ve Latince'de designare sözcüğünden gelir. Gündelik yaşamdan felsefi düşünceye kadar çok geniş bir kullanım alanına sahiptir. Elimizde tuttuğumuz kalem, üzerinde yazdığımız masa. duvarda  asılı herhangi bir tablo, bilimsel araştırma gibi hayatımızda varolan pek çok şey bir tasarımın sonucudur. Tasarım zihinde varolan bir fikirdir ve bir sorunun çözümü için geliştirilmiş plan yada fikir olarak kabul görülür. Bilim düzenli, sistemli ve yöntemli bir bilgidir. tasarım olarak bilgi, etik, sanat ve teknik gibi varlık kategorilerine göre faklı modeller içinde kendini göstermektedir.